DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!
DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

Translate

28 Eylül 2013 Cumartesi

Sahiplenme nasıl bir döngüdür?

Ne kadar çok sahipleniyoruz birbirimizi. Sahiplenmeyi öğrenmişiz hepimiz, başka türlüsünü hiç bilemiyoruz.
Dünyaya gelişimizle başlıyor sahiplenilişimiz. Önce anne ve babamız bizi sahipleniyor onların çocukları olmamız nedeniyle ne derserse onu yapıyoruz ve bunu öğrenerek büyüyoruz. Çıkarımımız sahiplenilmemiz. Sonra bunun değerli olduğunu zannetmeye başlıyoruz.  Birileri bizi sahiplenmezse önemli olmadığımızı düşünerek  ,  değersizlik duygusuna düşüyoruz. Dolayısıyla kaybetmemek için kazanmak adına   bizde birilerine, bir şeylere sahip çıkmaya başlıyoruz. Bir döngüdür bu şekilde dönüp duruyor.

Sahiplenme nasıl bir döngüdür?

27 Eylül 2013 Cuma

Litvanya'da sıradışı bir heykel

Litvanya'da bir heykel
 

Sabahları nedense kimse bunun ne manaya geldiğini algılayamıyor, hava kararmaya başlayınca işte bu muhteşem görüntü ortaya çıkıyor..


22 Eylül 2013 Pazar

Sözün bittiği yer...

''Özgürlüğün Resmi'' 
 


Babası İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.

Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı. Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o
da "üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi. Küçük kız diğer

21 Eylül 2013 Cumartesi

Kapitalist Sistemde Ses Tonlaması


İnsanın sesini iyi kullanmasının gerekli olduğuna inanıyorum.
Babamın anlattığına göre, çalıştığı fabrikanın sahibi de, sesini çok etkili kullanıyormuş. Babam, evimize gelen konuklara bunu sık sık anlatır. Gündeliklerini artırması için işçiler, ya da işçi mümessilleri, ustabaşıları, fabrika sahibine "Geçim sıkıntısı çekiyoruz, gündeliklerimizi arttırın." diye rica ederlermiş.

2 Eylül 2013 Pazartesi

Eksilmeyen bir yabancılık ve yalnızlık duygusu

'Bende coşkun bir toplumsal adalet ve sorumluluk duygusu vardır, ama nedense insanlara ve insan topluluklarına doğrudan doğruya bağlanma isteği hemen hiç yoktur. Ben tek başına düşünen bir insanım, dar anlamıyla hiç bir zaman bütün yüreğimle ne devlete bağlı kalmışımdır, ne ana yurda, ne dostlar çevresine, ne de aileye. Bütün bu bağlara karşı hiç eksilmeyen bir yabancılık ve yalnızlık duygusu beslemişimdir. Bu duygum yaşlandıkça daha da artmıştır. İnsan vahlanarak da olsa, başkalarıyla anlaşma ve uzlaşmanın bir sınırı olduğunu açıkça görür. Bunu gören, gerçi,iç temizliğini, kaygısızlığını azçok yitirir. Ama, buna karşılık, başkalarının düşüncelerinden, alışkanlıklarından ve yargılarından geniş ölçüde bağımsız, kalarak kendi dengesini hiç de sağlam olmayan bir temel üstüne kurmaya kalkmaz.

Benim politik ülküm demokratik ülküdür. Herkes saygı görmeli ama, hiç kimseye tapılmamalıdır. Bana karşı insanların gereğinden çok saygı ve hayranlık göstermesi talihin bir cilvesidir. Bunda benim kabahatim olmadığı gibi, hak etmiş de değilim bunu. Bu aşırı saygı, benim cılız gücüm ve ardı arası gelmez didinmelerimle bulduğum bir kaç düşünceyi anlamakta zorluk çekmelerinden gelebilir. Çok iyi biliyorum ki, her hangi bir örgütü gerçekleştirmek için, bir tek kişinin düşünmesi, buyurması ve toptan sorumluluk yüklenmesi gerekir. Ama yönetilenler baskı altında olmamalıdır. Yöneticilerini seçebilmelidirler. Zorbalığa dayanan otokratik bir düzen, bence, kısa zamanda bozulur. Çünkü, zorbalık ruhça aşağılık insanları çeker ve dâhi zorbaların yerine haydutların geçmesi şaşmaz bir yasadır bence. '

Albert Einstein - Seçme Yazılar.

'yapan varlık' özgürlük içinde oluşturabilir..

Yaşam sevgisinin gelişebilmesi için bir şey "yapma" özgürlüğü gereklidir: 
Yaratma ve kurma özgürlüğü, şaşabilme ve göze alabilme 
 özgürlüğü. Böyle bir özgürlüğü tatmak için etkin ve sorumlu bir birey olmak gerekir; tutsak ya da çarkın iyi yağlanmış bir dişlisi olan birey değil.
Erich FROMM, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı(Sf.45)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı