DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!
DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

Translate

18 Aralık 2014 Perşembe

Konuştukça yok olurlar..

28 Kasım 2014 Cuma

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Gözlerimiz neden yüzün ön tarafında..?

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Gözlerimiz neden yüzün ön tarafında..?: Gözlerimiz Neden Yanda Değil Önde? Gözlerimiz neden diğer hayvanlarınki gibi başımızın yan tarafında değil de öne bakıyor? Bunun bir n...




Gözlerimiz Neden Yanda Değil Önde?

 Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- --------sosyal medya, ------facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine------ internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama, Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android

30 Ekim 2014 Perşembe

Deli Kadınlar Güzel Severler!..

Fotoğraf: Deli kadınlar dümdüz kadınlardır.
Hileye hurdaya ihtiyaç duymazlar. Sizden bir şey istediğinde hiçbir ayak oyununa ya da hesaplamaya gerek duymadan ister….!
Bir şeyi reddettiğinde de bunu yine aynı düzlükte reddeder.
Öldür Allah ikna edemezsiniz..!
Çünkü sizin dünyanızın gücü onu ikna etmeye yetmez..!
Dedik ya; zaman mutlaka deli kadını haklı çıkaracaktır.
Para, pul, kariyer, kimlik, ulus, sınır…, ev, mal, mülk vs. ile asla işi olmaz……!
Bu açıdan ulussuzdurlar onları dünyanın neresinde görürseniz görün şıp diye tanırsınız.
Çünkü ne kahkahaları tutsak, ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne öfkeleri prangalıdır.
Bu duygu durumlarından herhangi birini herhangi bir mekanda, kişi sayısı fark etmeksizin tak diye önünüze koyarlar…
Sevecekse orta yerde sevecektir her şeyin içinde herkesin içinde sizi, dövüşecekse de yine orta yerde…..!
Deli kadınlar dümdüz kadınlardır.
Hileye hurdaya ihtiyaç duymazlar. Sizden bir şey istediğinde hiçbir ayak oyununa ya da hesaplamaya gerek duymadan ister….!
Bir şeyi reddettiğinde de bunu yine aynı düzlükte reddeder.
Onu asla ikna edemezsiniz..!
Çünkü sizin dünyanızın gücü onu ikna etmeye yetmez..!
Dedim ya; zaman mutlaka deli kadını haklı çıkaracaktır.
Para, pul, kariyer, kimlik, ulus, sınır…, ev, mal, mülk vs.umurunda olmaz……!
Bu açıdan ulussuzdurlar onları dünyanın neresinde görürseniz görün şıp diye tanırsınız.

28 Ekim 2014 Salı

Teşekkür etmek…?


teşekkürler
“Teşekkür etmek…”?
“Sıfır maliyetle dünyanın en karlı yatırımıdır teşekkür etmek. Basit bir minnet ifadesi, emeklerin karşılığı olarak, maddi değer içermeyen bir ödeme.
Tamam, kabul. Hayatımız dayanılmaz sıkıntılarla geçiyor.
Sorunlar büyük… İşsizlik, pahalılık, terör ve hayallerin asla vücut bulmadığı bir yaşam alanı. Tarifi imkansız bir stres fırtınası altında yaşıyoruz!

Saygı Nedir? Saygı hakkında

Saygı bir insana , insanın onuruna yaraşır şekilde davranmaktır.

Saygı başkalarına size davranmalarını istediğiniz şekilde davranmaktır.Birine ‘’Senden hoşlanmıyorum ama sana…

large (8)
Saygı bir insana , insanın onuruna yaraşır şekilde davranmaktır.Saygı başkalarına size

26 Eylül 2014 Cuma

Tarihi Kareler, Tarihi Fotoğraflar

Siyah insanlar yüzerken havuza asit döken, ırkçı ve zalim otel sahibi, 1964

 Tarihi Kareler, Tarihi Fotoğraflar



Hiçbir kitapta göremeyeceğiniz tarihi kareler

20 Eylül 2014 Cumartesi

‘Yardım’ istiyorsun. İşte sana yardım.

Fotoğraf: Korkacak hiçbir şey yok.
“Yolculuğun” tadını çıkar.
İzle.
Dinle.
Duy.
Senin AYUASKA bilincin ‘Normal Bilinçten’ daha mı mantıklı?
Kimin ‘Normal Bilinci’?
Neden döndün?
Neden beni gördüğüne bu kadar şaşırdın?
Benim adımlarımda ilerliyorsun.
Senin yolunu biliyorum.
Ve evet, sanırım o bölgeyi senden daha iyi biliyorum.
Bildiklerimi sana aktarabilmek için konuşmayı birden fazla kez denedim.
Dinlemedin ya da dinleyemedin.
‘Görmediğin bir şeyi birisine anlatamazsın.’
der Hasan Sabbah için
Brion Gysin.
Şimdi dinliyor musun?
Bu mektubun birlikte yolladığım kopyasını al.
Satırları kes.
Satır birle satır üçü,
satır ikiyle satır dördü üst üste getirecek şekilde,
bölümleri yeniden düzenle.
Şimdi yüksek sesle oku,
Sesimi duyacaksın.
Kimin sesi?
Dinle?
Bölümleri kes ve dilediğin şekilde tekrar düzenle.
Yüksek sesle oku.
Seçemiyorum, ama duyabiliyorum.
Üzerinde düşünme.
Kuramlaştırma.
Dene.
Aynısını kendi şiirlerinde de yap.
Herhangi bir şiirle herhangi bir düz yazıyla.
Dene.
‘Yardım’ istiyorsun.
İşte sana yardım.
Bunun üzerinde dene.
Ve her zaman hatırla.
‘Doğrular yok. Her şeye izin var.’
Dağların Yaşlı Adamı Hasan Sabbah’ın Son Sözleri.

William S. Burroughs
Korkacak hiçbir şey yok.
“Yolculuğun” tadını çıkar.
İzle.
Dinle.
Duy.
Senin AYUASKA bilincin ‘Normal Bilinçten’ daha mı mantıklı?
Kimin ‘Normal Bilinci’?
Neden döndün?
Neden beni gördüğüne bu kadar şaşırdın?
Benim adımlarımda ilerliyorsun.
Senin yolunu biliyorum.
Ve evet, sanırım o bölgeyi senden daha iyi biliyorum.
Bildiklerimi sana aktarabilmek için konuşmayı birden fazla kez denedim.
Dinlemedin ya da dinleyemedin.
‘Görmediğin bir şeyi birisine anlatamazsın.’
der Hasan Sabbah için
Brion Gysin.
Şimdi dinliyor musun?
Bu mektubun birlikte yolladığım kopyasını al.
Satırları kes.
Satır birle satır üçü,
satır ikiyle satır dördü üst üste getirecek şekilde,
bölümleri yeniden düzenle.
Şimdi yüksek sesle oku,

21 Ağustos 2014 Perşembe

Her birimiz yıldız tozuyuz..

Müthiş olan şu ki, vücudumuzdaki her bir atom patlayan bir yıldızdan geliyor. Ve sol elimizdeki atomlar da muhtemelen sağ elimizdekilerden farklı bir yıldızdan geliyor. Fizik konusunda bildiğim en şiirsel şey bu: Her birimiz yıldız tozuyuz. Yıldızlar patlamasaydı burada olamazdık. Çünkü evrim için önemli olan karbon, azot, oksijen, demir vs. bütün elementler zamanın başlangıcında oluşmamıştı. Bunlar yıldızların nükleer fırınlarında oluşmuştu ve vücudumuza girebilmelerinin tek yolu yıldızların patlayacak kadar kibar olmalarıydı. O yüzden İsa'yı falan boşverin. Bugün burada olmamızı yıldızların ölmesine borçluyuz.

Lawrence Krauss
Fotoğraf: Müthiş olan şu ki, vücudumuzdaki her bir atom patlayan bir yıldızdan geliyor. Ve sol elimizdeki atomlar da muhtemelen sağ elimizdekilerden farklı bir yıldızdan geliyor. Fizik konusunda bildiğim en şiirsel şey bu: Her birimiz yıldız tozuyuz. Yıldızlar patlamasaydı burada olamazdık. Çünkü evrim için önemli olan karbon, azot, oksijen, demir vs. bütün elementler zamanın başlangıcında oluşmamıştı. Bunlar yıldızların nükleer fırınlarında oluşmuştu ve vücudumuza girebilmelerinin tek yolu yıldızların patlayacak kadar kibar olmalarıydı. O yüzden İsa'yı falan boşverin. Bugün burada olmamızı yıldızların ölmesine borçluyuz.

Lawrence Krauss

15 Ağustos 2014 Cuma

Deliler Kasabası

Onlar oluşurlar...

Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve eylemci insanlardır.

Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar.

Ve bu güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; 
onlar oluşurlar...

Elisabeth Kubler Ross
Fotoğraf: Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve eylemci insanlardır.

Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar.

Ve bu güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; 
onlar oluşurlar...

Elisabeth Kubler Ross

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Büyükler sayılardan hoşlanır.


Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar.
Küçük Prens
Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar.
 Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. 
Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar.

Küçük Prens

2 Ağustos 2014 Cumartesi

KANSER diye bir hastalık yok!..

Fotoğraf: ani şunu bilin ki, KANSER diye bir hastalık yok!.. Kanser, sadece vitamin B17 eksikliği!...
Başka bir şey değil!..
Kemoterapi, ameliyat veya değişik ağır haplar almanıza gerek yok!..
Düşünün bir zamanlar denizciler, çok sayıda niçin öldüler?
İSKORBÜT denilen hastalığa yakalanıyorlardı...
Çok sayıda insan öldü...
ve bazıları da bundan çok büyük PARA ve gelir elde etti!..
Sonra ne buldular?..
Meğer İskorbüt sadece vitamin C eksikliği imiş!..
Yani hastalık bile değil!...

KANSER de öyle!...
KANSER SANAYİSİ var artık!..
KANSER den milyar milyar milyar kere milyar PARA kazananlar var!...
Bu konu çok uzun. Çok derin!..
KANSER SANAYİSİNIN kökü, ta ikinci dünya savaşına kadar dayanıyor!...
Ne dolaplar dönüyor...
SİZ İNANMAYIN!...
Her gün sadece 15-20 kayısı çekirdeği yemeniz yeterli!..
Kanser olmuşsanız, önce KANSERIN ne olduğunu ANLAMAYA çalısın!..
KORKMAYIN!...
Sakin KEMOTERAPİ filan yaptırmayın!...
ARAŞTIRIN önce!...
Biz bu siteyi bazı "sözde doktorların sayfasına gönderdik, facebook’ ta, 5 dakika bile geçmeden "yorumsuz" olarak sildiler!...
SİZ bu kitabın TÜRKÇEYE ÇEVRİLMESİ için DUA edin!...
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ bir eser bu!..
Tekrar edelim:
Günümüzde İskorbüt den ölen var mi artık?...
YOK!...
Çaresi biliniyor...
Peki KANSER?...
SANAYİ haline gelmiş!...
Ancak, çaresi çoktan bulundu:
VİTAMİN B 17 eksikliği!...
Hepsi bu!...
Buğday çimi ekin... Buğday şırası için.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya`da içtikleri Buğday şırası geliyor. Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi. Pakistan`daki Hunzakut Prensliğinde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar.
Türkiye`de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
Ödemiş`le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ`ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor. Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.

Buğday müthiş bir kanser ilacıdır. Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır. Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir. Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan `laetril` içermektedir.

Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)

Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çimi
Şunu bilin ki, KANSER diye bir hastalık yok!.. Kanser, sadece vitamin B17 eksikliği!...
Başka bir şey değil!..
Kemoterapi, ameliyat veya değişik ağır haplar almanıza gerek yok!..
Düşünün bir zamanlar denizciler, çok sayıda niçin öldüler?

İSKORBÜT denilen hastalığa yakalanıyorlardı...
Çok sayıda insan öldü...
ve bazıları da bundan çok büyük PARA ve gelir elde etti!..
Sonra ne buldular?..
Meğer İskorbüt sadece vitamin C eksikliği imiş!..
Yani hastalık bile değil!...

KANSER de öyle!...
KANSER SANAYİSİ var artık!..

Siz neyle düşünürsünüz ...?

Fotoğraf: Kızılderili kabile reisine bütün beyazlara neden deli gözüyle baktığını sordum ...
Kafalarıyla düşündüklerini söylüyorlar! diye cevapladı ...
Tabiki öyle yapacaklar ...!
Dedim şaşırarak ...
Siz neyle düşünürsünüz ...?
Kalbini göstererek Burasıyla ...!
Dedi ...
Uzun bir süre susup düşündüm ...
Hayatımda ilk defa biri bana gerçek beyaz adamın resmini çizmişti ...

* Carl Gustav Jung
Kızılderili kabile reisine bütün beyazlara neden deli gözüyle baktığını sordum ...
Kafalarıyla düşündüklerini söylüyorlar! diye cevapladı ...
Tabiki öyle yapacaklar ...!
Dedim şaşırarak ...
Siz neyle düşünürsünüz ...?
Kalbini göstererek Burasıyla ...!
Dedi ...
Uzun bir süre susup düşündüm ...
Hayatımda ilk defa biri bana gerçek beyaz adamın resmini çizmişti ...

* Carl Gustav Jung

24 Temmuz 2014 Perşembe

Saç, beynin alıcı ve verici özelliğini artırır.


SAÇ DEYİP GEÇMEYİN

Saç bir görüşe göre anten vazifesi görür, yani beynin alıcı ve verici özelliğini artırır. Beyin bu sayede çevresindeki hatta uzağından gelen bilgi ve dalgaları algılar, ayrıca kendisi de dışarıya daha kolay yayın yapar.

Maneviyatı güçlü bazı mistik kişilerin, hayatlarının belli dönemlerinde uzun saçlı olmalarının bir sebebi de budur. Saçı, sinir sisteminin uzantısı olarak görenler de vardır. bu görüşe göre saç, çevresinden aldığı dalga formundaki bilgileri beyin köküne, limbik sisteme ve neokortekse iletir. 

Vietnam savaşı sırasında Amerikan ordusu, kızılderililer arasında iz sürme konusunda olağanüstü

15 Temmuz 2014 Salı

İç rahatlığıyla yaşamak!..

Hayatını o şekilde yaşa ki ;
Her an kendi elini sıkabilesin
Ve her gün faydalı olan,
Hiç olmazsa bir şey yap ki ;
Gecelerin yaklaşırken
Örtüleri üzerine çekip kendi kendine
''Ben elimden geleni yaptım'' diyebilesin...

Shakspeare
Fotoğraf: Hayatını o şekilde yaşa ki ;
Her an kendi elini sıkabilesin
Ve her gün faydalı olan,
Hiç olmazsa bir şey yap ki ;
Gecelerin yaklaşırken
Örtüleri üzerine çekip kendi kendine
''Ben elimden geleni yaptım'' diyebilesin...

Shakspeare

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Yaşamı bilgisayarlarına döşeyenler..

Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar,
Size sesleniyorum!

Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?

Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?

Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız? Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir? Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?

Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?

4 Temmuz 2014 Cuma

Sağ Yumruğu ve Sol Yumruğu Sıkmanın Faydaları

Amerikalı Bilim adamlarının yaptığı araştırmanın sonuçları oldukça ilginç. Sağ yumruğu 90 saniye boyunca sıkmanın hafıza oluşumuna yardımcı olduğu, sol yumruğu 90 saniye sıkmanın sonucunda ise hatırlama kabiliyetinin geliştiği ve bu uygulamanın hatırlamaya yardımcı olduğu tespit edildi.


Sağ Yumruğu ve Sol Yumruğu Sıkmanın Faydaları
50 yetişkin ile yapılan deneyde, kişilerin bu yolla uzun bir kelime listesini hatırlamaya çalışırken daha iyi performans sergilediği görüldü.
Araştırmacılar, yumruk sıkmanın beyinde hafıza ile ilgili bazı özel bölgeleri harekete geçirdiğine inanıyor.

16 Haziran 2014 Pazartesi

Hiçlik makamı

Fotoğraf: Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:

 "Hiçlik makamında!”
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.

14 Haziran 2014 Cumartesi

Önemli olan nedir?

Fotoğraf: Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde Zenginliğiniz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak....

Öyleyse önemli olan nedir?
Yaşadığımız günlerin değeri neyle ölçülür.

- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.
- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.
- Önemli olan, doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakarlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adımla, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.
- Önemli olan, yetenekleriniz değil, karakterinizdir.
- Önemli olan, diğer insanları yüreklendiren, onların sizi takip etmesini sağlayan örnek bir insan olmaktır.
- Önemli olan kaç kişi tanıdığınız değil, siz gittiğinizde ebedi bir yoksunluk hissedecek olan insanların sayısıdır.
- Önemli olan, hatıralarınız değil, sizi sevenlerin kalbinde yaşayacak olan hatıralarınızdır.
- Önemli olan, ne kadar uzun süre hatırlanacağınız değil, kimler tarafından ne şekilde hatırlanacağınızdır.
- Önemli bir hayat yaşamak rastlantıyla olmaz.
- Önemli olan, koşullar değil, seçimlerinizdir.
- Önemli bir hayat yaşamayı seçin...!

Michael Josephson
Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde Zenginliğiniz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak....

Öyleyse önemli olan nedir?
Yaşadığımız günlerin değeri neyle ölçülür.

- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.
- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Hayatla bütün bütüne..

Acımasızlığa bak..
Saygısızlığa, haksızlığa bak.
Düşmanlıktan çok yoksulluk dolu davranışlara bak..

İddiaları dinle ama soruları sev.
Cevapları istekle ara.. 

 İşte o zaman,
Hayat bir gül gibi sarılır bacaklarına..

Seda Pekgöz

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Herkes deli gibi mutluluğu arıyor..

500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.

5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.

13 Mayıs 2014 Salı

Gidebilecek bir yerimiz var artık!

  • Yaşanabilecek gezegen bulundu Kepler-186f !

Kepler-186f adı verilen ve 500 ışık yılı uzaklığındaki bir güneşin yörüngesinde dönen gezegen, dünyayla hemen hemen aynı büyüklüğe sahip. Gezegen, güneşten, yüzeyinde suyun sıvı halinin oluşması için de tam gereken uzaklıkta. Bu mesafe, hayatın oluşması için ideal sayılıyor.

NASA'dan uzay bilimci Elisa Quintana'ya göre gezegende dünyadakinden farklı bir hayat olabilir:

"Gezegen, dünyanın ikiz kardeşi değil, kuzeni sayılabilir. Dünyayla aynı özellikleri paylaşsa da güneşleri, çok farklı."

Kepler-186f'nin güneşi, bizimkinden daha küçük ve serin.

Ancak uzay bilimcilerine göre şimdiye kadar keşfedilen yüzlerce gezegenle kıyaslandığında yeni bulunan gezegen, dünyaya birçok açıdan daha yakın. Bazıları, kalın ve ezici atmosferlere sahip,

12 Mayıs 2014 Pazartesi

“Çocuk Evlilikleri” Afiş Tasarım Yarışması Kazananları

“Çocuk Evlilikleri” Afiş Tasarım Yarışması Kazananları Belli Oldu


Toplumumuzun önemli bir gündemi olarak yer alan,  çocukların çok erken yaşlarda evlendirilerek, ruhen ve sağlık açısından da büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmasına sebep olan ve gelecek nesillere de olumsuz şekilde yansıyan bu evliliklerin sakıncaları ve sonuçlarını içeren bilinçlendirmenin vurgulanması amacıyla düzenlenen “Çocuk Evlilikleri” Afiş Tasarım Yarışması Kazananları  geçtiğimiz günlerde belli oldu. Sosyal medyada da yeterince ilgi çeken bu sonuçları biraz geç de olsa yayınlamak istedik.

Birincilik Ödülü / Gizem Mehmetoğlu































7 Mayıs 2014 Çarşamba

İlginç Google arama soruları

  • Google'a Sorulan İlginç Sorular!

Google üzerinde yapılan aramalar nedeniyle saçma öneriler ile karşılaştığınız muhtelemen olmuştur. Mesela Google üzerinden feysbuk aç gibi saçma bir öneri ile karşılaşabiliyorsunuz. Bu Google'ın bilgisayarların ürettiği bir durum değil kullanıcıların aramış olduğu bir durum. Google üzerinden yapılan saçma kelimeler bitmek bilmiyor. Hem güldüren hem düşündüren saçma aramaların başında en çok dikkat çekenler ise Lady Gaga, cinayet ve kedi konuları yer alıyor.

SearchFactory.com dergisinin hazırlamış olduğu Google arama sonuçlarında sizleri şaşırtacak saçma aramalardan bazılarına gelin birlikte göz atalım.

24 Nisan 2014 Perşembe

Büyük Ölüm


yeryüzü,dünya,tarih,arkeoloji,biyoloji,yaşam,canlı,mikrop,metan gazı252 milyon sene önce dünyadaki canlıların neredeyse tümünün öldüğünü bilen bilimadamları bununla ilgili asteroidler, yanardağlar ya da kömür yangınları gibi farklı teoriler üretti. Ancak MIT’den bir araştırma ekibine göre, sorumlu, metan gazı üreten bir mikrop.


Massachusetts Technology Institute MIT ekibinin başı Daniel Rothman, büyük yanardağ patlamaları ve kimyasal değişimlerin aynı döneme denk gelmesinin iklimde ve okyanusların kimyasında önemli değişikliklere neden olduğunu söylüyor. Dünyanın tarihi açısından bir göz kırpış kadar kısa bir süre olan 60 bin yılda oluşan bu değişimler okyanus

20 Nisan 2014 Pazar

Eşya çılgınlığımız!..

Çulsuz bir primattan eşya bağımlısı bir istifçiye nasıl dönüştük?
Tür olarak insanı en doğru tanımlayan özelliği eşya sahibi olmasıdır. Eşyalar yaşamı kolaylaştırır, zenginleştirir, itibar kazandırır. Ama sahip olma dürtüsünü dizginleyemeyen insan, istifleme yaparak hem psikolojisini bozar, hem de doğayı kirletir. Kısaca günümüz insanı, eşyanın egemenliği altına girmiş ve benliğini unutacak kadar eşya bağımlısı olmuştur.



New Scientist dergisindeki “eşya” başlıklı dosyada, eşyalarla olan tuhaf ilişkimiz, gereğinden fazla mal sahibi olma eğilimimiz, mülkiyetin geleceği ile ilgili ilginç görüşlere yer veriliyor.
İnsan, doğası gereği materyalisttir, fakat sahip olduğu taşınır ve taşınmaz mallarla kurduğu ilişki

3 Nisan 2014 Perşembe

Lev Tolstoy ve Mutluluğun 3 Anahtarı


"Hayat bitmeyen bir mutluluk olmalıdır ve olabilir" düşüncesiyle, yaşamının sonuna kadar gerçek mutluluk ve
hakikat arayışıyla geçiren Tolstoy, "Öyleyse Ne Yapalım?" adlı eserinde mutlu yaşamın formülünü veriyor: "En yüce mutluluk üç şeyle elde edilir: çalışma, fedakârlık ve sevgi." Hayatını ve fikirlerini incelediğimizde, Lev Tolstoy'un bu üç şey için kafa yorduğunu ve çabaladığını görmemiz mümkündür. Mutluluğun bu üç anahtarını, farklı eserlerinden derlediğimiz ve anlamına göre birleştirdiğimiz, Tolstoy'un veciz sözlerinden anlamaya çalışalım:

19 Mart 2014 Çarşamba

Dünya İnsanlarından Büyüleyici Fotoğraflar

 Güzelliğin dünyanın her yerinde, her renkte olabileceğinin birbirinden etkileyici portre fotoğrafıyla kanıtı...

 

1. 


Eric Lafforgue / Via ericlafforgue.com

2. 

Navesh Chitrakar / Reuters

3. 

Eric Lafforgue / Via ericlafforgue.com

4. 

8 Mart 2014 Cumartesi

Farklı Kültürler: Hindistan'da 'Kushti' Güreş

Birçok kültürde değişik şekillerde var olan güreş Hindistan'da 'Kushti' adıyla anılan geleneksel bir spor türü...





 Üstelik ağır antrenman ve çeşitli yasaklarla dolu...



 Hint güreşçileri, 'Guru' adı verilen bir usta tarafından eğitiliyor...

6 Şubat 2014 Perşembe

Hahaha, gülen gif , gülen gif resimleri , gif resimleri , kahkaha gifler

 gülen gif - gülen gif resimleri - gif resimleri - kahkaha gifleri





Çekici olmayan yüzler unutulmuyor! (?)


çekici,yüz,sağlık,insan,hatırlamaJena Üniversitesi'nin bilim insanları, çekici olmayan yüzlerin çekici olanlardan daha iyi hatırlandığını gösterdi.


Jena Üniversitesi'ndeki bilim adamları katılımcılara birkaç saniye çekici ve çekici olmayan yüz fotoğrafları gösterdi. Bir süre sonra tekrar fotoğrafların gösterildiği katılımcılara yüzlerden hangilerini hatırladıkları soruldu. Çekici olmayan yüzlerin akılda daha fazla kaldığı görüldü.

Ayırt edici hatlara sahip olmayan çekici yüzlerin akılda daha az kaldığının belirlenmesi, daha önce çekici yüzlerin daha iyi hatırlandığını düşünen bilim adamlarını da şaşırttı.

27 Ocak 2014 Pazartesi

Sürüyle beraber yaşayıp beraber yürüyorsak..

İnsan ağlaması gereken yerde ağlayamıyor, acı çekmesi gereken yerde en derinine kadar acısını çekemiyor, sevmesi gerektiğinde sevemiyorsa; bir sürüyle beraber yaşayıp beraber yürüyorsa, bir sürü gibi ağlıyor, bir sürü gibi seviyorsa, ne gereği var toprağa kök salmanın, bırakalım kendimizi bir çalılık olalım, yeşermeden yok olalım.

O, senden hiçbir şey istemez – dostluğunu bile..

'Aslında güzel bir tek başınalık içinde yaşayan insan ilişki kurabilir çünkü ilişki onun ihtiyacı değildir. O bir dilenci değildir, senden hiçbir şey istemez – dostluğunu bile. O vericidir. Kendi neşe, huzur, sükunet ve mutluluğunu paylaşır. İşte o zaman aşkın tadı bambaşka olur, işte o zaman bu bir paylaşımdır. Her iki kişi de tek başınalığın güzelliğini biliyorsa, o zaman aşk en üst noktasına erişir, bu nadiren mümkün olur. İşte o zaman aşkın başı göklere erer.'

17 Ocak 2014 Cuma

Yaşam içi çelişkiler..

Eflatun'a: ''İNSANOĞLUNUN SİZİ EN ÇOK ŞAŞIRTAN İKİ DAVRANIŞI NEDİR?'' diye sorduklarında Filozof tek tek sıralamış:

''Çocukluktan sıkılırlar; büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Sonuçta , ne bugünü ne de yarını, yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.''

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı