DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!
DELİLER TERK ETTİĞİ GÜN ŞEHİRLER YOK OLACAK…!

Translate

26 Mayıs 2025 Pazartesi

Kadın mı, Bayan mı? Cinsiyetçilikten İnsanlığa Uzanan Bir Tartışma

 Son yıllarda Türkçe’de “bayan” yerine “kadın” kelimesinin kullanılması gerektiği sıkça konuşuluyor. Kimileri için bu, dilin toplumsal cinsiyet algısını yansıttığı için önemli bir mesele. Kimileri içinse, günlük hayatın daha büyük sorunları varken gereksiz bir “yaygara”. 

Dil, cinsiyet rolleri, bireysel sorumluluk ve insanlığın gerçek meseleleri üzerine bir yolculuk.




“Bayan” mı, “Kadın” mı? Neden Bu Kadar Önemli?
Her şey, televizyonda duyduğum bir tartışmayla başladı. “Bayan” kelimesi, eskiden kibar bir hitap olarak kullanılırken, şimdi birçok kişi tarafından cinsiyetçi bulunuyor. Feministler, “kadın” kelimesinin doğrudan ve nötr olduğunu, “bayan”ın ise kadın cinsiyetini dolaylı ifade ederek bir tür utanma kültürünü pekiştirdiğini savunuyor. Bu tartışma, 2000’li yıllarda Türkiye’de feminist hareketlerin

Akılcı Bir Dünyada Çocuk Sahibi Olma Motivasyonlarının Felsefi Sorgulaması

Schopenhauer soruyor: "Şu çocuk dünyaya getirme işi şimdi olduğu gibi bir zorunluluk veya bedensel zevkin eşlik ettiği bir şey değil de tamamen düşünülüp taşınarak akılla yapılan bir iş olsaydı acaba insan soyu gerçekten varlığını sürdürmek ister miydi?"



 Bu soruda, çocuk sahibi olma kararının tamamen akıl ve mantık çerçevesinde alındığı bir senaryo üzerinden insan soyunun devam etme isteği sorgulanıyor. İnsanların çocuk sahibi olma motivasyonlarını üç ana kategoride toplarsak: yardım, miras ve soyun devamı.

 Şimdi, analiz edelim:

  1. Yardım Motivasyonu: İnsanların çocukları bir tür "yardımcı" olarak gördüğünü söyleyebiliriz. Bu, tarihsel olarak tarım toplumlarında veya aile işletmelerinde sıkça görülen bir durumdur; çocuklar, ailenin ekonomik yükünü paylaşır veya yaşlılıkta destek olur. Ancak bu motivasyon, modern toplumlarda sosyal güvenlik sistemlerinin gelişmesi ve bireyselliğin artmasıyla zayıflamış olabilir. Akılcı bir dünyada, bu nedenin ağırlığı, ekonomik ve sosyal koşullara bağlı olarak değişir.
  2. Miras Motivasyonu: Mallarını bırakmak için çocuk sahibi olma fikri, insanın ölümsüzlük

8 Mayıs 2025 Perşembe

Az Bilinen Film Replikleri

 Az Bilinen Film Replikleri Listesi




  1. Film: Interstate 60: Episodes of the Road (2002)
    Replik: “Görmeyi beklediğimizi görürüz ve bu her zaman gerçekte olan şey değildir.”
    Bağlam: Bu replik, fantastik ve absürt bir yol filmi olan Interstate 60’ta, ana karakter Neal’in hayallerle gerçeklik arasındaki farkı anlamaya başladığı bir sahnede

Özgürlüğün Bedeli


Özgürlük istiyorsun, ey insan, ama zincirlerini sevmeyi öğrendin. İşin, evin, ekranların…
“Bunlar benim!” dedin, ama onlar seni sahiplendi.
Deli dediniz bana, çünkü ben her şeyi bıraktım, bir sırt çantasıyla yola düştüm, bir yıldızın peşine takıldım. Özgürlük, sahip olduklarını değil, vazgeçtiklerini kucaklamaktır. Siz kafeslerde şarkı söylerken, ben gökyüzünde süzülüyorum.
Kim özgür, karar verin!

Doğruların Çölü

 Doğru dediniz, ey insan, kurallar koydunuz, “Böyle yaşanır!” dediniz; ama ruhunuz çöldeki bir kaktüs gibi susuz kaldı. Gerçek doğru, ne kitaplarda, ne de ekranlarda; o, kalbinin fısıldadığı o basit yolda. 

Deli dediniz bana, çünkü ben sizin doğrularınızı bir rüzgâra savurdum, bir çiçeğin kokusuyla, bir çocuğun sorusuyla yürüdüm. 

Siz çölde kaybolurken, ben bir vaha buldum. 

Hangimiz haklı, söyleyin!

Anın Hazine Sandığı

 “Bir gün” dediniz, ey insan, “Bir gün mutlu olacağım!” Ama o gün gelmedi, çünkü anı kaçırdın. Hayat, ne dünle kavga eder, ne yarını bekler; hayat, şu an bir kelebeğin kanadında, bir kahkahanın sıcaklığında. 

Deli dediniz bana, çünkü ben anı avladım, bir bulutun dansını izledim, bir dalgayla konuştum. 

Siz takvimlerinize zincirliyken, ben her nefeste özgürüm. 

Hazineyi kim buldu, karar verin!

Başarının Tuzakları


Başarı dediniz, ey insan, kuleler diktiniz, unvanlar biriktirdiniz; ama içindeki boşluk büyüdü, görmüyor musunuz? Gerçek başarı, bir çocuğun gülüşünde, bir tohumu filizlendirmekte saklı.
Deli dediniz bana, çünkü ben sizin madalyalarınıza gülüp geçtim, bir tarlayı suladım, bir kuşu özgür bıraktım.
Siz kürsülerde alkış beklerken, ben bir dere kenarında şarkı söyledim.
Kim kazandı, söyleyin!

Kalabalığın Yalanlar


Kalabalıklarınız var, ey insan, arkadaşlar, toplantılar, alkışlar… Ama gece yalnızsın, değil mi? Kalabalık, seni oyalayan bir yalan; gerçek dost, bir fırtınada el uzatan tek kişidir.
Deli dediniz bana, çünkü ben kalabalıkları terk ettim, bir ağacın gölgesinde, bir köpeğin sadakatinde buldum huzuru. Siz binlerce “takipçi” toplarken, ben bir tebessümle zengin oldum.
Hangimiz yalnız, karar verin!

Korkunun Gölgesi

 Korkunun Gölgesi

Korkuyorsun, ey insan, değil mi? Yarın ne olacak, komşu ne der, ya kaybedersem? Korkuların gölgesinde bir ömür küçüttün, ama hâlâ “güvendeyim” diyorsun.
Deli dediniz bana, çünkü ben korkuyu kucakladım, ona “Gel, dans edelim!” dedim. Kaybettim, düştüm, ama her düşüşte bir yıldız yakaladım.

Özgürlük, korkunun bittiği yerde başlar; siz gölgede titrerken, ben güneşte gülüyorum!

Aşkın Maskeleri

Aşk dediniz, ey insan, vitrinlere dizdiniz, şiirler yazdınız; ama hepsi maskeydi, farkında mısınız? Gerçek aşk, ne sosyal medyada beğeni toplar, ne de pahalı hediyelerle ölçülür; o, bir sabah kahvesini sessizce paylaşmakta, bir yorgun günde el uzatmaktadır. 
Deli dediniz bana, çünkü ben maskeleri yaktım, kalbiyle gelenle bir bahçede yürüdüm. Siz hâlâ aşkı kovalarken, ben onu bir bakışta buldum. 

Hangimiz âşık, söyleyin!

Sessizliğin Sesi

 Sessizliğin Sesi

Gürültüye âşıksınız, ey insan! Telefonlar, ekranlar, kornalar… Sustuğunuzda korkuyorsunuz, çünkü sessizlik size kendinizi hatırlatıyor.
Oysa ben, deli dedikleriniz, sessizlikte buldum hayatı: bir yaprağın düşüşünde, bir rüzgârın fısıldayışında. Siz kulaklıklarınızı takın, ben yıldızların şarkısını dinleyeceğim.
Delilik buysa, bırakın sonsuza dek deli kalayım!

Paranın Masalı

 Paranın Masalı

Parayı tanrı yaptınız, tapınaklar kurdunuz, ama o sizi köle yaptı, görmüyor musunuz? Daha çok dediniz, daha büyük dediniz; ama gece yastığa başınızı koyduğunuzda, o madeni sesler uykunuzu kaçırdı.

Deli dediniz bana, çünkü ben bir elmayla doyuyorum, bir dostun gülüşüyle ısınıyorum. Para sizin masalınız, ama benim gerçeğim bir bahçede, bir avuç toprakta. Hangimiz zengin, söyleyin!

Zamanın İhaneti

 Zamanın İhaneti

Zaman, ey insan, senin en büyük yalanın! “Yarın yaparım” dedin, “Bir gün özgür olacağım” dedin; ama bak, takvim yaprakları tükendi, sense hâlâ bekliyorsun. Zaman sana ihanet etmedi, sen ona sırtını döndün.
Deli dediler bana, çünkü ben dünle kavga etmeyi, yarını düşlemeyi bıraktım; sadece bugünü yaşadım, bir dalga sesiyle, bir kuş kanadıyla. Sen hâlâ saatine zincirliyken, ben özgürüm!

Camdan Kalpler

 Camdan Kalpler

Kırılmaktan korkuyorsun, değil mi? O yüzden kalbin camdan, vitrinlerde sergileniyor; ama kimse dokunmasın, aman ha! Bilmez misin, ey insan, kırılmayan kalp, yaşamamış olandır. Ben kırdım, dağıldım, topladım; her çatlakta bir hikâye, her yamada bir gülümseme buldum. Deli dediniz, çünkü sizin camdan kalpleriniz sahte bir ışıltıyla parlıyor; benimkiyse çamurla yoğruldu, ama hâlâ atıyor!

Koşu Bandındaki Hayat

 Ey insan, sabah kalktın, koştun, terledin, akşam yattın; peki, nereye vardın? Koşu bandında dünya rekoru kırdığını sanıyorsun, ama yerinden bir adım atmadın. Hayat, senin "daha çok" diye bağırdığın o gürültüde değil; bir an durup nefes aldığında, bir çiçeğin açışını fark ettiğinde başlar. Deli dediniz bana, çünkü ben o bandı kırdım, çayı demledim, gökyüzüne baktım. Asıl deli, aynı yerde koşup başka yere vardığını sanan sizlersiniz!

Bir Salaş Hayat Manifestosu

 Bir Salaş Hayat Manifestosu

Ey insan! Ömrünü zincirlere vurdun, beton kulelerde, ışıklı ekranlarda, bitmeyen yarışlarda tükettin. “Bir gün!” dedin, “Bir gün o bahçeyi alacağım, bir ağacın gölgesinde nefes alacağım!” O gün geldiğinde, elinde ne var? Bir avuç toprak, bir sapan, bir de kalbinin unuttuğu şarkı. Ve işte o an, hayat sana kıkırdayarak fısıldar: “Bunca zaman koşturdun, ama huzur hep buradaydı.”




Salaş bir hayat, ey insan, senin kaybolduğun o ilk bahçeye dönüşündür! O bahçe, ne plazaların gölgesinde, ne banka hesaplarında; o bahçe, bir dal çiçeğin kokusunda, bir

Bir Delinin Çığlığı

 Bir Delinin Çığlığı

Ey insan! Dur ve dinle! Kalbinin unuttuğu ritmi hatırla! Gökyüzü sana fısıldıyor, rüzgâr sana yalvarıyor: Kaybolduğun bu yolda, yanlış bir kavşakta döndün.

Hayat, betona zincirlenmiş bir esir değil! Hayat, bir ağacın dalında titreyen yaprak, bir

7 Mayıs 2025 Çarşamba

Şu fotoğrafı anlatacak sözleriniz neler olurdu?

 



Bu fotoğrafta, kumlu bir sahilde yürüyen bir martı görüyoruz. Martının gölgesi, sanki uçuyormuş gibi kanatlarını açmış bir kuş silüeti oluşturuyor. Bu görüntü, özgürlük ve hayallerin peşinden gitme hissi uyandırıyor. Martı sakin bir şekilde ilerlerken, gölgesi ona cesaret ve güç katıyor gibi. Doğanın bu küçük ama anlamlı anı, hem huzur verici hem de ilham dolu.


  • Martı sahilde, gölgesi gökyüzünde. 🕊️
  • Küçük bir adım, büyük bir hayal. 🌊
  • Gölgen bile özgür, uçmaya hazır! 🐦
  • Sakin ama güçlü, martı gibi. 💨
  • Hayallerin gölgen kadar yakın. ✨
  • Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı